8 Haziran 2016 Çarşamba

Kâbe-i Muazzama Siyahın Nuru

resim alıntıdır
            Otelin lobisinde toplanıp buluştuktan sonra, grup halinde ihramlı olarak, Harem-i Şerif’e vardık. Bu ilk tavafımız olacak. Heyecan dorukta. Hocamızın da ilk haccı imiş… O da bizim kadar heyecanlı. Yol boyunca sessizce lebbeyk çekiyoruz. 
             Haremi Şerif-in minaresini görünce kalbim duracak sandım. Yol üzerinde bazı hacılar yatmış uyuyorlar.
            Harem-i Şerif’in dıştan görünüşü, içten görünüşü tek kelimeyle muhteşem, gece nurlanmış adeta ama bunlar Kâbe-i Muazzamayı görüverince sönük kalıyor. İçeri dualarla ve zikirlerle giriyoruz. “Kâbe’yi ilk görenin duaları mutlaka kabul olunur,” denildiği için, önceden duamı da hazırladım.
         Biraz ilerleyince, birden o muazzam, muhteşem Kâbe’yi karşımda görüverince, şaşkına döndüm. Filmlerde izlediğimiz Kâbe’nin kendisi karşımda idi. Ben Beytullah’ta idim. O ise arş-ı alanın gölgesi altında… İnanılmaz bir duygu bu, anlatılması imkânsız.
            Kâbe, muazzam, muhteşem derin ve sonsuzluğa uzanan kapı Kâbe. İçine girsek, arkasına geçsek Rabbimizin huzuruna varacakmışız, gayb âlemlerini idrak edecekmişiz gibi duruyor. Üstad Necip Fazıl’ın deyimiyle “Kâbe, ahirete en yakın mekân!” Siyahı hiç bu kadar nurlu, hiç bu kadar asil görmeyeceğiz bundan sonra.
          Bugüne kadar hacca gidenlerden yaşadıklarını anlatmalarını istediğimizde, kimse bir şey anlatmaz, ben de kızardım. Kardeşim umreden döndüğünde, sorulara gözyaşlarıyla cevap vermişti. Arkadaşlarım, “İlk görünce inanamayacaksın, dilimiz tutuldu,” demişlerdi.
            Evet, evet hepsi doğru imiş!  
          İşte Rabbim beni çağırmış, Beytinde buluşmuşuz. Hala inanamıyorum. Rüya gibi… Önceden dualar yazmış, hazırlamıştım. Hepsi uçtu kafamdan, dilim tutuldu adeta. Sadece hayret vardı bende… Allahu ekber! Allahu ekber! diyebildim. Öylece bakakaldım. Epey vakit geçtikten sonra aklım başıma geldikçe hazırladığım duaları söylemeye başladım.

            “Ya Rabbi! Bu mübarek evini görmeyi nasip ettiğin gibi,  güzel cemalini görmeyi de nasip et.  Mübarek topraklara girmek nasip ettiğin gibi cennetini de nasip et. Efendimiz (s.a.v.) ile komşu eyle. Ya Rabbi! Dualarımızı hayırlısıyla kabul eyle. Ya Rabbi! Evlatlarımla beraber tekrar tekrar gelmeyi nasip et. Evlatlarımı ve eşimi merhametli kıl, itaatkar kıl, aramızda sevgiyi hakim kıl. Dünyada ve ahrette beraber olmamızı nasip eyle.”

Hiç yorum yok:

BEKLEYİŞ

Bekleyiş, bekleyiş, bekleyiş… Kutlu beldelere gitmek için önce kendi içimizde başlar bekleyiş. İmkânların hazır olmasından ziyade manevi bir...