2 Haziran 2016 Perşembe

Hac Yolu Sabır Yolu

Hac sabırdır
 cidde de hacılar ile ilgili görsel sonucu          
Normal şartlarda 3 saat sürecek olan yolculuğumuz, bunun üç katı sürede alınıyor. Çünkü hacılar çok kalabalık, hava alanında yapılacak işler çok fazla…
       İstanbul aktarmalı yolculuk, benim için çok anlamlı… İstanbul’da hava limanına iner inmez başlayan işlemler tam 3,5 saat sürdü. Valizlerimizi verdik, ihrama niyetlendik. Erkekler ihram giysilerini giyindiler. İki rekât ihram namazını kıldık. Uçağa bindiğimizde saat 9.15 idi. Suudi Arabistan hava yollarına ait uçak çok büyüktü. Uçağın yerleştirilip de havalanması bir saati buldu.
            Cidde’ye Suudi Arabistan saatiyle 13.30 da (bizde 14.30) indik. Yolculuğun bir sabır imtihanı olduğunu orada anladık. Hacı çok fazla, işlemler yavaş ve beklemek de iyice zor…
Girdiğimiz ilk salonda ilk pasaport kontrolünü beklerken, Suriyeli bir hacı grubuyla beraber oturduk. Orada Semira Hanım ve eşi ile tanışıp sohbet ettik. Birbirimize Hacc-ı Mebrur diledik. Suriyeli kadınların bir kısmının yüz ve ellerinde çeşitli şekiller içeren dövmeler var, çoğu sarışın… Bu gün memleketimize misafir olan kardeşlerimizle ilk tanışma hac yolunda olmuştu.
            İkinci bir salonda yeniden pasaport (caize) kontrolü için beklerken, Endonezyalı hacılarla selamlaştık ve onlarla iç içe namaz kıldık. Öğlen, ikindi, akşam hep hava alanında kılındı. Burada bize yolculuktan önce hediye edilen cüzdana konulabilen ince seccadeler çok işe yaradı.
            Üçüncü kontrolden sonra dışarı, üzeri çadırlarla kaplı bir alana girdik. Orada bizim Turizm şirketi için ayrılan bölümde otururken biraz atıştırdık. Burada arkadaşlarımın ve ailemin hazırladığı yolluklar çok işe yaradı. Ya Rabbi! Onlara hayırlı ömür ihsan et.
            Nasip oldu, yol boyunca yaşlı bir teyzeye yardım ettim. O da bana çok dua etti. Siteden komşularımız, yol boyunca arkadaşımız ve otelde komşularımız oldular. Bu da pek manidar bir karşılaşma. Hava limanından ayrılmadan çocukları aradık. İyi olduğumuzu haber verdik.
            Yedi defa pasaportlarımız elden geçtikten sonra, bizi Mekke’ye götürecek otobüse bindik. Tam gidiyoruz derken, bir aksilik çıktı. Hacılardan birinin çocuğunun pasaportu ile ilgili sorun çıkmış. Bu problem halloluncaya kadar tam iki saat, çalışıp durmakta olan otobüsün içinde bekledik.
            Acaba ne kusurumuz oldu da bu kadar gecikiyoruz diye düşünüyor, estağfirullah çekiyor, herhalde varacağımız huzura layık olana kadar sabır imtihanı oluyoruz deyip susuyor, içimizden bir an önce kavuşmak için dua ediyorduk..
            Mekke’ye iki km. kala “hacıları karşılama merkezi” diye bir yere girdik. Orada yine pasaport kontrolleri yapıldı. Sonra bize zemzem dağıtıldı ve kumanya verildi. O zemzemi içince bende ne yorgunluk kaldı ne sıkıntı… Elhamdülillah, bu imtihanı başarmıştık. Keşke her sıkıntının sonu böyle güzel olsa…
            Yolda çok dikkatimi çeken bir şey vardı. Cidde’den çıktıktan sonra, Cuhfe’yi geçer geçmez (burası mikat mahallidir), yol boyunca büyük tabelalarda zikirler yazılmış. Yolcular bunları okuyup hatırlasın ve yolda zikirle meşgul olsun diye… La ilahe illallah, Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber, la havle vela kuvvete illa billah ve lebbeyk allahümme lebbeyk yazılmış…
            Çok şükürler olsun Mekke’ye girdik ve otelimize vardık. Gecenin onu olmuştu. Hemen yemeklerimizi yedikten sonra, odamıza çıktık. Maşallah oda temizdi. Bazı arkadaşlar bu açıdan da imtihan yaşadılar.
Hoca iki saat dinlendikten sonra Kâbe’ye gidebileceğimizi söyledi. Heyecandan yorgunluk falan hissetmiyordum. Sadece Harem-i Şerif topraklarında olmamıza rağmen niçin hala beklediğimizi anlamıyordum. Ama sonra anlayacakmışım meğer.
Eşim yatmam için ısrar etti, yattık ama uyudum mu uyumadım mı bilmiyorum.
Dönüş yolculuğumuzu burada anlatamıyorum bile. Benim gibi yol tutkunlarının bile çok zorlandığı şeyler yaşadık. Hac sevaplarımızı alıp götürmesin diye sabretmeye çalıştık. Birbirleriyle ve görevlilerle kavga edenler oldu.
Yıllar sonra o gün kınadığım bu iş bir umre sonrası başıma geldi. Şimdi anladım ki, kınamak belki o insanların yaptıklarından daha kötüdür. İçinde kibir olan kınar. Oysa Hac iyinin kötünün ortadan kalkıp yalnız Hakk’ın göründüğü bir ibadet…
Rabbim kusurlarımız bağışlaya, ibadetlerimizi katında kabul eyleye…


Hiç yorum yok:

BEKLEYİŞ

Bekleyiş, bekleyiş, bekleyiş… Kutlu beldelere gitmek için önce kendi içimizde başlar bekleyiş. İmkânların hazır olmasından ziyade manevi bir...