Her yolculuğun bir sebebi, döndükten sonra gönlümüzde
meydana gelen bir anlamı ve geride kalan hatıralarımız var. Roma yolculuğu
diğer turistik gezilerden farklı bir anlam taşıyor bizim için. Kısa süre önce
evlendirdiğimiz yavrumuzu görmek öncelikli sebep. Sonra Roma’yı görme isteği
geliyor.
Yavrum düğünden hemen sonra eşiyle beraber öğrenci değişimi
programı çerçevesinde Roma’ya gitti. Bir
altı ay orada dünyanın ilk mimarlık fakültesinde okuyacaklar. Gideli üç ay oldu
ve biz onları hem özledik hem yeni evliler ne durumdadır merak ettik. Roma’yı
gezmek de istiyoruz elbette.
Yolculuğa hazırlık dönemi oldukça stresli geçti benim için.
Biletlerin alınması, valizlerin hazırlanması heyecanlı geçiyor. Çoğunlukla
duygusal davranıyorum. Çünkü niyete göre yapılan iş farklı suretlere bürünüyor.
Kızıma orada bulamadıkları başta et olmak üzere biraz
yiyecek götürmek istiyorum. Damadımızın annesi de bir şeyler göndermek
telaşında. Anneannesi babaannesi hala ve dayıları gidip yavrumu göreceğiz diye
seviniyorlar. Herkes bir şeyler gönderme gayretine giriyor. En çok da
selamlarını…
İşte bu ahval üzere son gün geldiğinde valizleri
yiyeceklerin havaalanında geri çevrilmesi korkusuyla topluyorum.
Önce İstanbul’a gidiyoruz. Roma uçağı Sabiha Gökçen’den
kalkacak. Önce damadımın anne-babasına uğruyoruz. Onlar da gideceğimiz için
heyecanlı, kendileri gidemediği için üzgünler. Bir bavul dolusu yiyecek
gönderiyorlar bizimle. Elbette selamlarını ve sevgilerini… Hava alanına kadar
götürüp uğurluyorlar bizi…
Akşamdan çocuklar taksiyle geleceğimizi söylüyoruz. Böylece
onlar bizi evde karşılayacaklar. Havaalanına gelemedikleri için canları sıkılmıyor
değil. Arabaları olduğunda o da olur inşallah.
Küçük kızlarım da ablalarını görmek için sabırsızlar. Sonunda
uçağa bindiğimde bakıyorum ki, yavrularımla aramızda sadece iki buçuk saat
kalmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder